12 Eylül 2014 Cuma

Elimden

Kocaman gibi bişeysin küçüklükler üstünde
Nerden anlatsam sana hep ucundan açık
Şu sözlerini bilmediğim şarkıların
Nakaratında umarsızca mırıldanmak gibi

-Yalnız adamlar adına-

Elimin ayarı kaydı, tutamam günleri
Uyku gibi bişeysin yalnız da değil
Annemi bi tanısan nasıl seveceksin
Nasıl seveceksin gece soğuksa dahi

Benim köyüme barajlar yıkmasınlar
Damlama demiyorum beni güz kılmasınlar
Sarılsam çocuklar susar unuturdu
Sarılsam çocuk olsak
Yağmur hem bulutundu

Beni eskiciye satmışlar gibi
Döndün baktın bana alnım parladı
Pasımı sildin öptün ısıttın
Boş sokakları öğretsem sana
Hasretliğim bi sen kaldın

                                 Eren Bilgiç

6 Eylül 2014 Cumartesi

Arada bir

Çok büyük bi sessizlik var
Bunun sonu hayır olacak ama
Alışkın değiliz tedirgin bekleyiş
Korkar gibi hiç değil yarından

Elimizde bir çınar yangını kovalıyoruz
Bu şehir bitti beraber gidiyoruz
Çocukluğumuzu da alıp burdan gidiyoruz
Bir yemek verelim fareler de doysun
Haddini bilmez şarkılar da doysun
-İşte budur kocaman bir oh diyorum-
Dert dediğin en keskin yerinde bitiyor

Perdeleri açmak gerek rüzgar misafir
Vapurlar bilerek denize anlatmak
Yaşlı bir dede çok uzun bir hikaye gibi
Göz göze gelmek hayat gibi senle

Hassiktir deriz kapanırsak havaya
Güneş canı isteyince doğacaksa
Bu şehir bitti arabamızı dikatli kullanalım
Benzinimiz bol gözlerimiz yol

                                                       Eren Bilgiç

5 Eylül 2014 Cuma

Gidecez Nusret ile

Terliyoruz be Nusret
Oysa orta halliyizdir bilirsin klimalardan
Kadının biri ağlayıp duruyor
Sanırım dayak yemiş kocasından

Bu eylül sussunlar Nusret
Kahve de yapmasınlar yalnızlıklarına
O oynayan çocuk bu değil
Kesemiyorum toplarını

Az yağmur yağsın Nusret
Botlarım küçük param yok
Rakılar içilsin içilmesine de
Gencebay açmasınlar söyle

Gidecez bilirim Nusret
Gecelerimize kötü bakamayacak memur bey
Bu şehri de statüko gülümsemelerine bırakıp
Bir şişe şiir olacak hep yollarımız
Yolların anasını satacağız

Şiir sokağa düşmüş Nusret
Aşk sokağa düşmüş ne yazık
Oysa biz onları çıplak boşluklarından kaçıp
Köşelerimizde kurardık

Krallar da uyusun varoşlar dans ederken
Dans edemeyenler özellikle ortalara kalsın
Nusret gidelim bir çigan düğünü kokalım
Güneş bi uyusun bi uyansın

Sana otobüs ağrıları verebilirim
Mola durakları ve sabah soğuğu
Nusret gidecez bilirim
Evi sorarak bulabilirim

                                                      Eren Bilgiç

1 Eylül 2014 Pazartesi

Tut bunu nöbet süreci

Saadet ve çorap bitişiktir
Hele bir de eserse solundan bir soğuk
İnsan üşümüştür komik olduğu kadar
Kat kat umutlar varmamış karın buharı kadar

Görev dağılımı basittir kaldırım düşünmek için
Anneler seni bekler sen eve gidersin başka başka
Tutup adamın biri bi kağıt verir saçını kısa kes
Anneler seni bekler sen dağa gidersin başka başka

Kamer parlak buradansa kesin
Şimdi ısınır bekle çek üstüne bir gece
Kurşunu sarı bilirdim bu ne gürültü
Anne gittikçe kocaman kırmızı bir cisim

İşte budur görevim utanma devlet baba
Sol omzumdan kes şu korkak başımı
Zam mı gelmiş kaç lira oldu marlboro
Babama konuştum saklasın saçımı

Bu korku bir ömür götürür beni
Sen korkma devlet baba biz severiz seni
Karımla konuştum gelir birkaç aya
Saçını kazıt oğul üzülür devlet baba

İşte ne güzel vatan sağ olmuş
İlerde manav var oğlu geçen ölmüş
O jeepteki değil adam saçmalama
Adam saçmalama sol ne yönmüş

                                                        Eren Bilgiç