30 Temmuz 2014 Çarşamba

Kor

Bir uzak var imiş
Yakından daha yakın
Adım söz duyar imiş
Ve bir toz bulvar imiş
Gez zaman git zaman
Gel bahar git duyar
Gel sıcaklık git ömür
Dur kıvırcık kal yarın
Sus çocuk uyur büyür
Bir kadın bir ömür
Uzun yaşamak gerek imiş

                                                    Eren Bilgiç

27 Temmuz 2014 Pazar

Sıla'da VI


altmışmilyonaltıyüzbinaltıyüzaltmışaltı kadar bakılır. Sabaha bakılır, geceye. ağaca bakılır ve heceye. yeşile bakılır ve kırmızı. ata bakılır ve at kırmızı. ve palyaço kırmızı. ve at kırmızı. daha kırmızı. altmışmilyonaltıyüzbinaltıyüzaltmışaltı kadar kırmızı. dudak sevilir, saç öpülür. saç öpülür deniz devinir. dalga sestir ses bilinir. ses sevilir ses bakılır. altmışmilyonaltıyüzbinaltıyüzaltmışaltı kadar bakılır. adi saat zengin saat. saat tektir tektir saat. saat takılır saat bakılır. saat kırılır çirkin adam saat. el çekilir gece çekilir. dudak çekilmez dudak çekilmez. altmışmilyonaltıyüzbinaltıyüzaltmışaltı kadar çekilmez dudak. ne ayıp. ayıp sevilir ayıp bilinir. ayıp iyidir ayıp görülür. anne sevilir kızılmaz ne ayıp. çok uyunur az uyunur. uyunmaz bazı kırmızı bulunur. çiçek uyunur yankı uyunur. özlem uyunur özlem bulunur. az içilir çok içilir. beyaz içilir sarı içilir. sarhoş içilir kalp açılır. sevilir çok sevilir ne ayıp. göz boyanır  ay kalanı. saz içilir köz içilir. altmışmilyonaltıyüzbinaltıyüzaltmışaltı kadar içilir. kanar sıcak güz içilir. soğur bıçak yol açılır. altmışmilyonaltıyüzbinaltıyüzaltmışaltı kadar açılır. altmışmilyonaltıyüzbinaltıyüzaltmışaltı kadar kaçılır. savaş çıkar çocuk ölür. çocuk ölür çocuk ne ayıp. altmışmilyonaltıyüzbinaltıyüzaltmışaltı kadar ölür. altmışmilyonaltıyüzbinaltıyüzaltmışaltı kadar ayıp. arap bakar davud vurur. davud bakar arap düşer. arap vurur davud güler. altmışmilyonaltıyüzbinaltıyüzaltmışaltı kadar güler. kız sevilir arap korunur. çocuk ölmesinler dudak öpülür. çocuk ölmesinler ne ayıp. dudak öpülür ne ayıp. altmışmilyonaltıyüzbinaltıyüzaltmışaltı kadar ayıp. umut bulunur kırmızı umut. umut ve kağıt sarılır. ateş bulunur ateş bulunur. ateş bulunur aşk bulunur. altmışmilyonaltıyüzbinaltıyüzaltmışaltı kadar bulunur. altmışmilyonaltıyüzbinaltıyüzaltmışaltı kadar bakılır. altmışmilyonaltıyüzbinaltıyüzaltmışaltı kadar sevilir.

                                                                                   
                                                                                                                                              Eren Bilgiç

Sıla'da V

Beşer sever korkar kaçar
Adım basar beşer kaçar
Beşer beşer özler kaçar
Kaçmak doğal için beşer
Sevmek yorar beşer kaçar
Adam gelir döver beşer
Beşer susar beşer beşer
Adam sever beşer bakar
Kadın durur beşer kaçar
Adam tutar beşer sever
Kadın tutar beşer sever
Günler geçer beşer sever
Günler geçer beşer beşer
Beşer sever korkmaz durur

                                                  Eren Bilgiç

Sıla'da IV

Yığılmışım
Yığınsallaştırılamamış bir mamut gibi
Külde bekletilip bir süre uğurlanmışım
Ki bu benim kederimdendirlerle

İçim geçmiş boşluğuma gelmiş
Sonsuz bir ay görmüşüm
Göğün göğsünde bir çiçek uçmuş
Kanayıp kanayıp pusmuşum

Terliyorum nefesim kesiliyor
Seninkini çekiyorum bahar vuruyor
Uzanıyorum dokunuyorum bekliyorum
Yorgun düşüp salıyorsun içini
Bir nefes salıyorum sonra bir ses
Uzaktaki köyler bizim oluyor


                                                         Eren Bilgiç


Sıla'da III

Eli vardı elinden çok
Baharat sesli toprağı vardı
Masaya bakardı
Masaya bakılmalı
Masa olurduk toprak
Bize masanın hatrını söylerdi

Üç kere öptüm gözlerini
Birinde eli toprağı sevdi
Toprağın doğumunu bildik
Kanla suladık onu göğümüzün ortasında
Aktı aktı siyah oldu iki nehir arasında

Üç kere öptüm gözlerini
Birinde kuşlar şarkı söylemeyi unutmuştu
Poşetinde kırılan yumurtalar gibi
Kundağında uyuyan bebekler
Acı bir ıslık duymuştu
İki nehir susmuştu

Üç kere öptüm gözlerini
Ağlamak belki acıydı ama
İşte oraya aktı maveraünnehir
İşte orası yummuştu seslerini

Üç kere öptüm gözlerini
Ellerimiz kirletmeden toprağın altındaki ile
Birinde özledim seni
Birinde uyandım çığlık sesi ile

                                                                        Eren Bilgiç

Sıla'da II

İki ses duyuldu uzaktan, iki el ateş sesi
İki ses vuruldu böylece, eller savruldu yerlerine
İki ateş vardı gözlerinde iki vaktin umudu

Biri sabah akşam aydınlattı sesleri
Diğeri yalnız geceye vuruldu
İki söz söylendi ardı sıra
İki kırmızı kelime
Biri seni belirtti biri
Diğeri sana yanan seslerimi

İki ses duyuldu uzaktan, iki el ateş sesi
Birçok şey birçok şeye vuruldu böylece

İki dudak parladı yandı durdu
İki güz vardı biri unutuldu
İki ses vardı biri bulutundu.

                                                             Eren bilgiç

Sıla'da I


Birin değeri büyüktür
Ellerin tutunca ellerimi bir olur herşey
Eriyen çekiçlerden ve dişlilerden daha çok
Bir ses çıkar birleşip
Nefesin ciğerlerime bir kerede iltica eder
Bir kerede verilir kötü bir haber
Bir kerede verilir iyi bir haber
Kamyonlar kavunları bir kerede taşır
Kavunları tek tek atar esmer adamlar
Anneler kavunları bir kerede seçer
Her kavun bir poşete girer
Bir gecede biter sonra kavun dediğin
Bir demlenmenin koynunda
Bir acıya içilir hep
Bir sevince ya da
Bir yüz gelir aklına
Bardağın buğulandırdığı yansımada
Bir kadın sevilir
Bir gün belki denir
Kadehler devrilir
Dervişler varırlar huzurlarına
Ellerin tutunca ellerimi
Bir ay parlar saçlarının doruğunda

                                                                 Eren Bilgiç

10 Temmuz 2014 Perşembe

Bir Büyük Hal Üstüne

Burda bir gecenin doruğunda ise
Bu öylesine bir gece değildir ki zaman
Sonsuzunda kırı yoksun bir atlının
Görmek ne büyük nimettir
Gözlerini  ev bildirenin

İstemi yoksun değilse de
Bu öylesine bir hareket olamaz ki
Kokular sıcak kalır boyunlarda
İsyana kalkan bir ağzın ucuna
Kurulmuş bir yuvadır böyle gülmek

Size kaç renk gösterdiler bilmem
Renk bilmek ile gök boyanmaz ki
Ama elbet körlüğe gebe bir kırlangıcın
Sesine boyanır böye aşk

Ah aşk
Hecenin çaresizliği yaşam buyruğunda
Çünkü istemek kadar kolay bellemek
Oysa bir güzel sarhoşluğun koynunda

Çocuktu diyeceksiniz
Çocuktu ve uçuktu istemleri
Büyümemek ve elinde tutabilmek
Bir kırlangıcı yuvasından beri

Çocuktu diyeceksiniz
Demeye de gönlünüzün kapıları açıktır
Ama ben hangi bahar size göğü
Başından kırmızıya boyamışımdır

Beni uyandırmayın dostlar ki gözleri
Burda bir gecenin doruğunda ise
Bu öylesine bir gece değildir ki zaman
Hem bu öylesine bir hece değildir ki

                                                             Eren Bilgiç