25 Şubat 2014 Salı

Yenieski

Ben sana yeni doğan günün neşesiyle yaklaşsam
Bu bir gecenin son sözleri kadar ağlamaklı olur
İyisimi bırakalım bu dûzâh bizi de vursun
Önce öp nefesimi sonra uyursun

Versem kadehimden ve dahi ellerin
Kederimden bir damla bulur unut
Unut zehr-i sefa çeker avucum toprak
Kokan bir ağacın gölgesinde umut

Annem beni doğurmamış say
Ağlamış say bir damla mavi katıp
Anlamış mı deniz gökyüzüne rengini akıtıp
Öylesine başladım ki sondayım vesselam

Boğazım sıkışsın gözlerim kanlansın
Hayatım akşamüstü içinde sen de varsın
Lakin yordu beni bu eski insan eski lisan
Benim olmadığım hayatlar size kalsın

                                                                   
                                                        Eren Bilgiç

23 Şubat 2014 Pazar

Ser-te-ser

Elim ucum düşmüş benim
Sancaklar insin artık kalmadı kalmaz
Bu ne kan ne kızıl ne bir çağrı
Acı değil bu hüzündür kalan son kadim

Güvercinin hayali döktüğüm bu son beton
Kağıt keser kalem gitmez gece bitmez
Kıl uzamaz namaz durmaz gül kokmaz
El boş rüzgar boş göz boş yürek ne vahim
Beni sevmeyin bana ölmeyi öğretin

Bu denli zor aksini ispatı yaşamın
Ve arda kalan yıkanacak birkaç film
Ne pil kaldı ne toplu küçük insanlık
Güneş vurdu kirpik yandı ben bittim

Ben bittim gittim
   Diyebilmek için durdum
        Olabilmek için vurdum
           Elim sabah kere acıyor

                                                       Eren Bilgiç

16 Şubat 2014 Pazar

yaş onyedi (!)

Yolun neresi bilemem
Güleceğim de yok zaten
Ben bu şiiri bana yazdım
Yazmasam uyuyacaktım
Hayat çok güzel
Bulutlar mulutlar
Umutlar falan
Biraz okullar
Biraz sokaklar
Baya salak var
İşte birinin ömründen
Eksildi birkaç yıl
Şimdi ölümü düşünüp
Büyüdüm sanma zamanıdır

Cahit abiye de ayıp oldu
  Özründen ağladı dersiniz
Ya da ne bileyim of
  Galiba boyum artık uzamıyor

                                                      Eren Bilgiç

13 Şubat 2014 Perşembe

-SON-

-Bırak onu ! Bırak diyorum. Bişey olacak.
+Çok parlak değil mi ?
-Senin için fazla hadi bırak.
+Geçen cumartesiydi galiba böyle bi hava vardı yine, babam susuz kalmış ama parlaktı. Kirletmemişler, karanfil severdi.
-Yine gideriz yapma dur.
+Dönemem ki zaten, bırakamam da tek yolu bu.
-Bulunur, maz mı ? Sen onu bırak yeter.
+Anlamıyosun, anlatamam ama hava böyleydi anlatamam.
-Bakarız olmaz mı ? Havaya da bakarız ama sen, buğulanma gittikçe dur !
+Bana kızacak, çok kızacak bana geçen de hava tam böyleydi.
-Boğulmaz mı, çok fazla var. Bana bitmeyecek sana yetmeyecek kadar.
+Karanfil severdi. Güzelin azı fazlası olmaz vurur adamı.
-Acı ? Onun azı fazlası olur mu beyim ?
+Bana bitmeyecek sana yetmeyecek kadar.
-Seni uyarıyorum orda hesap etmediklerin var.
+Hesap kitap tutmayı ben en son.. Çok parlak !
-Bidaha parlamayacak kadar. Bulamazsan hiç kalmayacak.
+Deme ! Dur ! Vakit azalıyor. Işık azalıyor.
-Işık falan yok beyim ! Orada umuttan başka beşiğinizi sallayan olmaz.
+Beşiğe gerek olduğunu sanmıyorum. Senin de canın acıyor mu ?
-Evet fazlasıyla. Bu düşünceni sağlayan tanrı tanımazlık kadar mı parlak ?
+ Tanrının bana gebe kaldıktan sonra başka bir intihar girişimini kaldıracak kadar inancı kaldığını sanmıyorum.
-Güleyim diye mi yapıyorsun beyim ? Tanrının insanlığa olan inancını kaybettiği gibi zırvalara kanacak kadar gür bıyıklarım yok benim.
+Önemli olan artık bu değil ki, artık herhangi bir şeye önem verecek kadar.. Hava böyleydi tam, çok kızacak.
-Beyim bitir sözünü, buğulanma beyim !
+Zaman kalmadı.
-Ah ! bu denli güzel miydi ? gittiği için mi yoksa ?
-Beyim çok parlamıyor, buğulanıyorsun !
+Hava tam böyleydi, çok kızacak.
-Beyim susuyorsun ! ben seni ço..
+Hava tam böyleydi anne, anne !
+Parlak değil, parlak değil, parlak değil, parlak değil, parlak değil, parlak değil, parlak değil



-BAŞLANGIÇ-


                                    Eren Bilgiç

10 Şubat 2014 Pazartesi

Durum

Senin diyorum şarkılarına ağlarım ben
Yoksa  neden güzel koksun badem ağaçları
Korkak gülüşünü
          hayal etmesem durur
Hayat
          bazen böyle umut bulur

Korkuluklarda
         bahar gelir tutmazsan
Hatıralarına devrilirim
Hem sana mektup yazmak isterim
         eğer beni unutmazsan

Çaya tomurcuk koy
Güzel kokuyor
         seni  özlüyorum


                                        Eren Bilgiç

8 Şubat 2014 Cumartesi

Bugün galiba

Korkutur beni cenazeler
İnsanlar fazla
        ağlar oysa ben
Ben gülerim ölürken
Benim en
      kalabalık durumum
Ağaçların arasında
Zaten ne denebilir ki
Başı olmayan şeylere
      son yazma girişimi
Şu ölüm dedikleri

Oysa yaşamak ne güzel

Nefret ederek son
      bir damla kadar
Şikayet ettiklerim
     benim
Benim en
          muhtaçlığım acizliğim
Ben senden nefret ederim
Tut beni
    gözlerimden
Çek
   öldür
                                 

                             Eren Bilgiç


4 Şubat 2014 Salı

Çırpıntı

Yazamıyorum çünkü
Böyle dememeliydim için
Yani boşver işte boşver
Annem kazak örüyor bana
Oğullar giymez anneler örer
Anneler ölmez oğullar güler
Hayat bitmez gibi hüzünler

Bugün iki bardak çay içtim oysa
Daha içmeliydim çünkü annem
-Sahiplikler bahsedilirmiş-
Annem arar beni çay demler
Bilir beni sade çay demler

Alıştım ayaklarımın üşümesine
Dediğim her kere bir kız gülseydi
Bir kız gülseydi ben dediğim kere
Annem hep kazak örseydi
Ben kapılırım sesimin nefesine
Kapılırım nefesinin sesine
Bizi çarpıklık paklıyor dünya
Bize çarpıp ip atlıyor dünya

                                          Eren Bilgiç