24 Ekim 2014 Cuma

Aptal Kutusu ve Bir Kumanda'n

Oturduğum yerden
Ne denli uzak kıyılı bir deniz
Işığın ve seslerin ve karıncalar
Sahibi ve daimi hakimi 
                              kıyıdalar 

Sana ne çok ihtiyacım var
Ve ne denli sessizliğe
Ve yalınlığına senin
Tek işindir kendin bilirim

Al beni de kıs biraz
Ve geç hızlıca başa dönene kadar
Şunun şurasında sanki ne var
Biraz millet biraz allah ve bombalar

Ve ordalar senin olmadığın her yerde
Güzel gülen çocuklar ve anneleri ve babaları
Ve vardiyadan kesilmiş uzun süt araları
Ve fabrikalar ve sendikalar
Ve hasatını katletmiş bir manav
Ve cumartesiler
Ve pazarlar
                 Ordalar

Hadi gel yanıma 
Sana ne çok ihtiyacım var
Hayat güzeldir sensiz
Elbet bensiz de olduğu kadar

                                                      Eren Bilgiç

17 Ekim 2014 Cuma

Bir Yüksek Deniz Sessiz

Pazar günleri erken kalkmak
Sevimsizdir kimilerince ve ben de
Güneşi izlemek için fakat
İnsan değişebilir de

Kamil Abi'nin yılmaz bandosu
Kafama çalınıp durur reçel renklerinde
Olsun diyerek manzarama döner
Şeker mırıldanan kolsuz çocuk
Seninle uyku gün bir diğer
 Ve yarın
Altında kalmış bulut kolları
Devirdiğim cümlem gibi bir baharın

Kabul edilebilir şey değil
Suyun gümüş rengi parlaması
Ve gümüşün suya bakıp kararması

Kabul edilebilir şey değil
Hem de kamil abi susmuşken
Gün gibi gözlere diyabet hapları
Ve eksik gülümsemeyle kaplı 
Ertesi gün hesapları

Kabul edilebilir şey değil
Rüyamda dolaşırken Nusret
Kabuslara uyandırılmak

Kabul edilmek zorunda kalacak
Şeker yiyen çocuk
Su gibi parlayan gümüş
Ve kollarımda uyuyan kadını
Sevmektir pazar günü tek iş

                                                  Eren Bilgiç

3 Ekim 2014 Cuma

EF’ÂL-İ KULÛB

Şehrin son demlerini içiyor rüzgar
Tablosuz bir şair gibi geçiyor rüzgar
Saz çalınsa mey gülüşü bir gecenin
Karşıya bakıp hizalansa uyku
Babası karmaşık bir mafyanın
Kuyruğuna takılıyor rüzgar

Bizim ellerimiz en keskinidir gök biçimin
Basitlenmiş sokakları kimler doldurursa doldursun
Ebter hayalimizin hayaleti dolanır şimdiden
Sokağında kum misali saçılmış şehrin

Ben hiç oraya gitmedim
Orası bende suya gizlenmiş kaya gibidir
Elinden tutarsam ancak kollamak için
Suyun içini öylece görüveririm

Öğretilerin gölgesine sığınmaksızın
Bir adamı ve kadını öğrenmek nedir
Gözleri böylesine uçsuz kılan ki
Kapakları secdeye uzanır

Büyümek büyümek büyümek için
Vaktin geçmesi olanaksız
Fakat çok zaman yok
Anlatmaya gölgesini güneşin

Gözlerim dolu 
 Ellerimi tutabilir misin
  Bu sefer nem değil
   Bu sefer dümdüz gülüş

                                                  Eren Bilgiç