21 Aralık 2014 Pazar

Otomasyonlar II

yavaş sesle sele göz dikmiş üç dinazor kayboldu içimden bulan nah diye bağırsın öyle sordum öyle sordum ki beni alın köşeye asın gönlüm arınsın sosladım sollamadığım duyguları bunu bana bırakın bunu bana bunu bu işte kimse aramasın bıyıksız bataryaları kimse sormasın soran varsa ayıptır çok ayıptır çooook susamış fillerin burunları hiç yok oysa yol bize göründü biz yolu seçmesek bok var gibi gözlerimizi kısarız sessiz filmlere işte bir fil daha devrildi yine yine yine ismi arkadaş ise bu ne hücum beni mahveder keskini ayvanın bilirsiniz sizde bilin bilinmeli diye değil sevilmeli diye hiç değil özlü sözleri bağrımıza sapladık beri abdestsiz dolanır atalarımız
biz kimiz ne yaptık kimi suçladık ve aklımızda develer vardı hep develer okyanus boyu yürüyen dedeler bizi unutmadı unutmadı unutmadı gözlerimiz bizi uyutmadı evime bir fare aldım benim hiç abim olmadı ona öğrettim sevmesini bana hiç vurmadı vurmaaazzz ben vururum sen vurursun ay vurur söz susar düş yıkılır beni paklayın hadi beni paklayın buna çok ihtiyacım var faresiz abilere gam salınmasın diye daha çok işim var hem çok çişim var sussam bana kim gül getirir ben bir kere sustum karanfilim ezilmişti oysa güllerin sesleri en fizandan gelir kaşınmadan anlayamaz insan kendini genellemeleri severim bana kendimi hıyar hissettirdikçe elim sana uzanır işte tut beni beni tut benim farem yok gülüm yok beni tut benim karanfilim ezikti sen sula karanfili sula beni tut farenin dili yok filin burnu yok ama ben seni çok


                                                                                                           Eren Bilgiç

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder